Tanklarıyla, bombalarıyla ve silahlarıyla kafalarının, kafalarımızın içinde savaşıyorlar.
Bir anne daha parçalanıyor.
Bir kafa daha asıldı düşükçe
Çocuk yavaşça aldı.
Ve şiddet büyük bir sessizliğe sebep oldu
Kimde hatalıydık ?
Bunun ardından Dolores’ten Animal Instinct’i veya When You’re Gone’ı da dinlemek ruha iyi gelebilir.
Birgün iki cehennem ağlarsam eğer önce sözü geçen savaş günahlarına ve bu günahlara gözlerini yummasını öğrenmiş insanlığa,karanlık ve nemli odalarda hangi pencereden baktığı farketmeksizin çürümeye bırakılmış düşünceye ve sanata,kendinden farklı olana tahammülsüzlüğe,yanlış ve geçici nesnelere duyulan obsesyonlara,kimi hırslar için en önemli varlığını,anlamını,doğanı feda etmek anlamına gelen maskelere ve sonrada günümüz yaşamının bendeki(herkesdeki)yansımasına,yani şanssızlığıma,elimi uzattığımda herzaman o elin tutacağını bilmenin huzur, güven ve gücünden yoksunluğuma,hilesiz hurdasız çıkılan yollarda aşksız,aşinasız,yapayalnız kalışıma,yani yanlış bir çağda doğuşuma ağlardım.
Not: Dolores’den Promises ve Dreaming my dream’i de eklersek o gün yeme,içme,uyuma bence:)
Bu kent yıkılmalımıdır? Yıkılması kaçınılmazmıdır? Kaçınılmazlara üzülüp takılı kalmak;
iyiliğin kötülüğe galip geleceğine dair inancımızdan şüphe etmek değilmidir biraz?
Bir çocuktan öğrenecek çok şeyimiz olduğu kesin, bir kavme gönderildiğini
düşünen ilya(s) peygamber olsak bile. Paulo Coelho’nun basit,tatlı dilinden içeriğiniz
ile örtüşen beni çok düşündüren bir romandı Beşinci Dağ.Ben çok sevdim,okunsun isterim.
Popüler kültürden yıllardır uzak,imkanı olduğunda ise teknolojinin dilini reddeden
biri olarak nadiren müzik dinliyorum.O zamanlarda da Erdal Güney tercih
ediyorum.”Dalgakıran” adlı parçasının ise ruhuma zarar olsada müptelasıyım.Öneririm.